Yeme Bozuklukları Nelerdir?
Yeme Bozuklukları, yeme davranışında ve kilo düzeninde ciddi bozulamaların görüldüğü; anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu olmak üzere üç ana grupta incelenen pskiyatrik hastalıkların içinde yer aldığı bir tanı grubudur. Eğer yemek hakkında karar verirken kilonuz ve vücut şeklinizin nasıl etkileneceği artık hayatınızı etkileyecek kadar önem kazanmışsa, yeme davranışınızda vücudunuzla ilgili kaygılarınızdan dolayı ciddi değişiklikler yapıyorsanız bir yeme bozukluğunuz olduğunu söylemek mümkündür.
Yeme Bozukluğunun Altında Yatan Sebepler Nelerdir?
Yeme bozukluklarının oluş nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, biyolojik ve psikososyal nedenlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Yeme bozukluklarının temelinde düşük benlik saygısı, depresyon, değersizlik, kimlik karmaşaları, aile içi çatışmalar, kişilik özellikleri gibi nedenlerin yer aldığı da düşünülmektedir.
Emosoyonel Yeme Nedir?
Emosoyonel yani "duygusal yeme", açlık hissi nedeniyle, öğün zamanı geldiği için ya da sosyal gereklilik olduğu için değil de sadece ve sadece duygulanıma cevaben ortaya çıktığı varsayılan yeme davranışıdır. Yani kişi öfke, utanç, üzüntü gibi bir çok olumsuz duyguyla yemek yiyerek baş etmeye çalışır. Emosyon yeme davranışı üzerinde oldukça etkilidir. Öğünlerin sıklığının, ne miktarda yendiğinin ve ne yendiğinin psikolojik ihtiyaçlarla ilişkisi olduğu çeşitli araştırmalara konu olmuş ve kuvvetli bir ilişkinin varlığı kabul edilmiştir. Emosyonel yeme sıklıkla düşük benlik saygısı, yetersizlik duyguları ve yeme bozukluklarıyla ilişkilendirilmiştir.
Olumsuz duygulara yanıt olarak verilen bu aşırı yeme tepkisinin;
Bu nedenle, duygular ile yeme davranışı arasındaki ilişkinin kısmen de olsa kişiye bağlı belirli özelliklerden etkilendiği düşünülmektedir.
Obezite ve emosyonel yeme: Olumsuz emosyonların gıda alımını azalttığı kabul edilmektedir. Emosyonel yemenin görüldüğü durumlarda ise kişiler öfke, can sıkıntısı, kaygı, stres, depresyon ve yanlızlık gibi olumsuz duygular karşısında gıda alımını arttırır ve aşırı gıda tüketirler. Başa çıkma mekanizması olarak emosyonel yemeyi kullanan genç erişkinlerin obezite açısından daha riskli oldukları gösterilmiştir. Tıkanırcasına yeme davranışı da emosyonel yeme olarak tanımlanabilecek obeziteye yatkınlığı artıran bir yeme davranışıdır.
Aleksitimi ve emosyonel yeme: Emosyonel yemenin bilinçli ve bilinçsiz komponentleri olduğu söylenebilir. Stresi ortadan kaldırmak için yemeye yönelme bilinçli iken, duygularını tam olarak ayrıştıramayan aleksitimik kişiler için otomatik bir reaksiyon olan yönü de bulunmaktadır. Bu duruma “refleksif emosyonel yeme” adı verilmiştir. Refleksif emosyonel yeme duyguları tanımada ve duygu alışverişinde zorluk ve kendi duygularının farkında olmama ile belirli bir kognitif özellik olan aleksitimi ile ilişkili bulunmuştur.
Günümüz Toplumsal ve Kültürel Değişimleri Yeme Bozukluklarını Nasıl Etkilemektedir?
Bu bozuklukların gelişimi için güncel açıklamalar çok yönlüdür. Diyet yapma davranışının yeme bozukluklarının gelişimine yol açan ortak uyarıcı olduğu vurgulanmaktadır. Modern toplumlarda ince bedene sahip olmak kabul görmektedir. İsteyerek diyet yapanların çoğunluğu daha çekici olma amacındadır. İsteyerek diyet yapanların bir diğer grubu mankenler, dansçılar, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iş yaşamlarında rekabetin önemli olduğu kişilerdir ve yeme bozuklukları geliştirme riskleri yüksektir. Bazı kadınların profesyonel ve sosyal taleplerle başa çıkamayıp, çatışma yaşadıkları ve bedensel uğraşlara yönelerek diyet yaptıkları varsayılmaktadır.
Yeme Bozuklukları Kadınlara Özgü Bir Hastalık Grubu Mudur? Erkeklerde görülür mü?
Yeme bozukluğu yaygın kanının aksine sadece kadınlarda görülmez. Yapılan çalışmalara göre erkek/kadın oranı 1/10 olduğu düşünülmekle birlikte günümüzde erkek yeme bozukluğu sıklığının giderek arttığı bilinmektedir.
Anoreksiya Nervosa Nedir?
"Anoreksiya nervosa" sözcüğü, tarihi olarak “sinirsel bir duruma bağlı iştah kaybını” anlatmak için kullanılıyordu. Günümüzde anoreksiya nervosa olarak bilinen hastalığın iştah kaybı ile ilgili değil de vücuda yemeğin girmesini engellemek, girdiyse bile bunu çıkarmaya çalışmakla ilgili olduğu bilinmektedir. Hasta açıkça ideal kilosunun çok altında olduğu halde kendisini şişman görmektedir ve durdurulamayan bir kilo verme isteği içerisindedir. Bu kilo verme isteği hastanın yemek yemeyi reddetmesiyle olabildiği gibi, yediği az miktardaki yemeği bile vücuttan atmaya çalışmasıyla da olabilir. Hasta kilo kaybetme amacıyla bazı yöntemler uygular. Bunlar arasında laksatif (ishal yapıcı maddeler) kullanmak, kendini kusturmak, çok fazla egzersiz yapmak, diüretik (su atıcı madde) kullanmak sayılabilir.Hastanın ideal kilosunun çok altında olduğu halde kendisini şişman olarak görmesi hastalığın tipik özelliklerindendir. Hastalar kilolarını, yemek davranışlarını, yemekleri bir takıntı haline getirirler. Defalarca tartılmak gram gram kilo değişikliklerini izlemek hastalığın özelliklerindendir.
Hastanın psikiyatrik problemlerinin yanında genel sağlık durumuyla ilgili de ciddi problemler gözlenebilir. Tedavi planlaması birçok tıbbi branşın bir araya gelmesiyle oluşturulmalıdır.
Anoreksiya nervosa tanı kriterleri şunlardır:
Anoreksiya Nervozada Vücutta Nasıl Değişiklikler İzlenir?
Bulimiya Nervoza Nedir?
Bulimiya "bous (öküz)" ve "limos (açlık)" sözcüklerinden köken almıştır. "Bir öküzü yiyecek kadar aç olmak" anlamına gelir. Bulimik davranışlardan, Roma İmparatorluğu döneminde de söz edilmektedir. Dönemin zenginlerinin, kontrolsüzce, tıkınma şeklinde yedikleri ve haz yaşantısını devam ettirebilmek için, kusup yemeye devam ettikleri bilinmektedir. Hatta, kusmaların gerçekleştiği özelleşmiş yerler (vomitoriumlar) bulunmaktadır. Günümüzde, bir psikiyatrik bozukluk olarak kullanılışında "nervoza" takısı ise, anoreksiye nervoza ile bağlantısını ve yeme bozukluklarının diğer elemanı olduğunu vurgulamaktadır. Bulimia nervosa hastaları tıkanırcasına yeme atakları ve devamında gelen istemli kusmalar , aşırı egzersizler, diüretik ve laksatif kullanımlarıyla öne çıkarlar. Anoreksiya nervosa hastalarının aksine kişi için kabul edilen normal kiloda veya hafif kilolu olabilirler. Bulimik davranışa genellikle iğrenme ve utanç duyguları eşlik ettiğinden gizlice yapılır. Tıkanırcasına yeme ve devamında gelen bulimik davranış döngüsü sıklığı haftada birkaç kereden, günde birkaç kereye değişiklik gösterebilir.
Bulimia nervosa tanı kriterleri şunlardır:
1. Belirli bir zaman diliminde ve belirli koşullarda çoğu insanın tüketebileceğinden çok daha fazla miktarda yiyecek tüketme,
2. Bu dönem sırasında kontrol kaybı hissi,
Bulimiya Nervozada Vücutta Nasıl Değişiklikler İzlenir?
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (TYB) Nedir?
Bir bireyin aynı zaman diliminde ve aynı koşullarda yiyebileceğinden çok daha fazla miktarda yiyeceği kısa bir süre içinde tükettiği, yemek yeme davranışını dizginleyemediği ve aşırı miktarlarda yemek yeme davranışının tekrar ettiği bir yeme bozukluğudur. TYB’nin temel özelliği, yemek yeme alışkanlıkları bu tanıma uyan kişilerde bulimia nervozanın (BN) ayırt edici özelliği olan tıkınırcasına yeme nöbetlerinin yol açabileceği etkileri giderebilmek için, hastanın kendini kusmaya zorlaması, ishale yol açan ya da idrar söktürücü ilaçlar kullanması, yeme alışkanlığını uzunca bir süre dizginlemesi yahut yorucu beden hareketleriyle metabolizmayı hızlandırması gibi tedbirlerin alınmamasıdır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu tanı kriterleri şunlardır:
1. Benzer koşullar altında ve zaman diliminde herhangi bir bireyin yiyebileceğinden çok daha fazla miktarda yiyeceği, kısa bir sürede (örneğin 2 saatte bir) yeme,
2. Atak sırasında kontrol kaybı hissi (örneğin yemeyi veya ne kadar yediğini durduramama).
1. Normalden çok daha hızlı yeme,
2. Rahatsız edici derecede doymuş hissedene kadar yeme,
3. Fiziksel olarak aç hissetmemeye rağmen aşırı miktarda yeme,
4. Yediklerinin miktarının görülmesinden utanma ve bu yüzden yalnız yeme,
5. Yeme sonrası depresif ya da suçlu hissetme.
Ortoreksiya Nevroza (ON)
Sağlıklı beslenme takıntısı olarak tanımlanmakla birlikte, kişinin yaşantısına müdahale eden doğal besin tüketme takıntısıdır. Bireylerin beslenme alışkanlıklarındaki bu takıntı, tüketilen yemeğin miktarıyla değil, kalitesiyle ilgilidir.
Bireyler besin satın alma esnasında ürünlerin ambalajlarını çok uzun süre incelemekte, incelediği ürünün içerisinde kanserojen madde, hormon, boya, katkı maddesi olup olmadığına çok fazla önem verme şikâyetiyle gelebilmektedirler. Ayrıca bu kişilerde, yalnız ve toplumdan izole yaşama isteği, başkalarının beslenmesini sürekli eleştirme, depresyon, anksiyete, stres ve mükemmeliyetçi eğilimler gibi şikâyetler de görülmektedir.
Yapılan çalışmalarda da ON ve obsesif-kompülsif bozukluk arasında ilişkilendirme görülmektedir.
Yeme Bozukluğu Bir Ölüm Nedeni Olabilir Mi?
Evet. Yeme bozukluklarının vücutta yarattığı değişiklikler birer ölüm nedeni olabilir. Bununla birlikte anoreksiya nervoza tüm psikiyatrik hastalıklar içinde en ölümcül hastalık olarak kabul edilmektedir. İyi örgütlenmiş yeme bozukluğu kliniklerinin olduğu ülkelerde bile, anoreksiya nervozalı hastaların yaklaşık % 10’u bu hastalıktan dolayı ölmektedir.
Yeme Bozukluğu Olan Birini Tanıyorum Ona Nasıl Yardım Edebilirim?
Zaman geçirmeden bir psikiyatri uzmanına başvurmasını sağlamanız hastaya yapabileceğiniz temel yardımdır.
Yeme bozuklukları tedavi süreci neleri kapsamaktadır?
Tedavi psikiyatri uzmanının öncülüğünde, hastanın durumuna göre dahiliye, kadın doğum gibi diğer tıbbi dallar ile işbirliğine geçilerek yapılmalıdır. Tek bir tedavi yaklaşımından çok bir çok yaklaşımın bir araya gelişi ile hastaya yardımcı olmak uygun olur. Psikoterapi vazgeçilmezdir, aile ile işbirliği ve ailenin tedaviye doğru katılımı önemlidir. Tedavideki ilk hedef genellikle tedavi talebi az olan hastanın tedavi iş birliği yapmasını sağlamaktır.
Yeme Bozuklukları İle İlgili Filmler
Kaynakça
1. DSM-V
2. http://www.psikiyatri.org.tr/pagepublic.aspx?menu=21
3. http://www.nimh.nih.gov/health/topics/eating-disorders/index.shtml
4. http://www.eatingdisorderhope.com/information/eating-disorder
5. http://eda.org.au/wp-content/uploads/EDA-Understanding-Eating-Disorders-1MB.pdf
6. Chesler BE. Emotional eating: a virtually untreated risk factor for outcome following bariatric surgery. Scientific World Journal. 2012;365961. doi: 10.1100/2012/365961
7. Emosyonel Yeme Journal of Mood Disorders 2013;3(4):171-8
8. http://eatq.com/