Sosyal fobi, sosyal ortamlarda kişinin kendisini aşırı güvensiz hissetmesi, başkaları tarafından alay edileceği, reddedileceği ve yargılanacağı düşünceleri eşliğinde yoğun kaygı yaşaması durumudur. Sosyal ortamlarda bir eylem gerçekleştirilmesinin gerektiği durumlarda belirgin ve sürekli bir korku duyulur.
Sosyal fobi tanısı olan kişiler bu durumlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.
Eğer profesyonel olarak yaptığınız iş, yoğun bir sosyal iletişimi gerektiriyorsa, sosyal ortamlardan kaçınmak için yaptığınız herşey başarınızı olumsuz etkileyebilecektir. Başkalarının önünde yemek yemek ve içmek, telefonla konuşmak, imza atmak, tartışmak yoğun kaygı yaratabilir. Konuşulan insanın gözüne bakamama diğer belirtilerdendir. Bazen birçok insan için çok cazip olabilecek "ilgi odağı olunabileceği düşüncesi" bile yıpratıcı olabilir… Yaşanılan kaygıyı arttıran düşüncelerden biri de, "bu durumun" diğer insanlar tarafından fark edileceği ve gülünç hale düşüleceği korkusudur. Kendilerine güvenlerinde ve benlik saygılarındaki düşüş, sosyal fobisi olan insanları red edilmeye, olumsuz değerlendirmeye karşı aşırı duyarlı ve tahammülsüz yapar.
Kimlerde Görülür?
Sosyal fobi depresyon ve alkolizmden sonra en çok rastlanan üçüncü ruhsal rahatsızlıktır. Genel nüfusun %7 ila 8’i sosyal fobi tanısı alır. Sosyal fobinin görülme sıklığı kadınlarda %2.3, erkeklerde %1.1 dolaylarındadır.Araştırmaların çoğu, sosyal fobinin kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Klinik araştırmalarda ise, sosyal fobinin her iki cinsiyette eşit oranlarda bulunduğu ya da erkeklerin çoğunlukta olduğu dikkati çekmektedir.
"ÖZGÜL ve YAYGIN SOSYAL FOBİ" olarak iki alt tip tanımlanmaktadır. Özgül sosyal fobi sadece belirli ortamlarda, mesela topluluk önünde konuşurken korku yaşanmasıdır. Yaygın sosyal fobide ise kişi kendisini nerdeyse bütün sosyal ortamlarda huzursuz, kaygılı ve gergin hisseder. Yaygın sosyal fobi en sık rastlananıdır. Sosyal fobi alt tipine göre ayrım yapıldığında, yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır. Sosyal fobi, alt tipine göre değişmekle birlikte ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş). Hastaların % 40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların %95’inde ise başlangıç 20’nin altındadır. Okul fobisi olan çocukların ileride sosyal fobi gelistirme ihtimalinin yüksek olabileceğine dair çalışmalar mevcuttur. Korkulan durumdan kaçma davranışı genellikle çok belirgindir. Tam bir sosyal yanlızlığa yol açabilir, bu yanlızlık beraberinde başka ruhsal hastalıkları da getirebilir.
Sosyal Fobi Tanısını Atlayabiliyor muyuz?
Sosyal fobinin az tanınmasına katkıda bulunan en önemli etkenlerden biri, sosyal fobinin, normal utangaçlık ve sosyal tedirginliğin abartılı bir görünümü olarak algılanmasıdır. Utangaçlık, farklı kültürlerde normal davranış olarak kabul edilebilmekte ve belirgin bir yeti yitiminin varlığında bile, bu durum doktora başvurma nedeni olarak görülmeyebilmektedir.
Sosyal fobiden yakınanlar, sıklıkla durumlarıyla başa çıkmada kendilerine yardımcı olan yaşam biçimi stratejileri geliştirmektedirler. Sosyal fobisi olan hastaların, genel populasyona göre iki misli daha fazla alkol sorunları olduğu, alkol sorunu olan kişilerin ise genel populasyona göre dokuz misli daha fazla sosyal fobilerinin olduğu bildirilmiştir. Bu stratejiler, hastaların sosyal işlevlerini sınırlarken, yaşamları üzerindeki kısıtlanmayı kabul etmeleri ve tedavi arayışına yönelmemeleri sonucunu doğurmaktadır. Sosyal fobik kişilerin büyük kısmında kronik depresyon eşlik edebilmektedir. Sosyal fobisi olan kişiler bu sıkıntıyla baş etmek için alkol ve özgüvenini arttırdığını düşündüğü başka maddelerden medet ummaya başladıklarından bağımlılık da bu grupta oldukça sık rastladığımız bir ek problem haline gelmektedir.
Utangaçlık Çekingenlik Sosyal Fobi
Stres ve gerginlik belirli bir düzeye kadar başarıyı arttırıcı bir faktördür. Bu stres kişiyi daha hazırlıklı olmaya, daha fazla çalışmaya, imajını, insan ilişkilerini ve işini korumak için mücadele etmeye iter. Ancak stres arttıkça, bu yöndeki etkinliği azalır, stresten dolayı aslında normal koşullarda daha rahat yapabilecek şeyler yapılamaz hale gelir. Yani stres ve başarı arasındaki ilişki bir yerden sonra tersine döner.
Sosyal fobi hastaları, gerçekte ne olup bittiğine bakmamakta, korkulan durumun ortaya çıkardığı "kendi duygularına" odaklanmaktadırlar. Bu durumun, sosyal fobi ile utangaçlık arasındaki temel farklılık olduğu varsayılmıştır. Utangaç olan kişiler, sosyal fobiklerde görülen benzer belirtilerle sosyal ortamlarda bulunurlar, diğer insanların tepkilerini dikkate alırlar; örneğin sıkıcı olmadıklarını, kabul edildiklerini farketmeleri, olumsuz düşünceleri ve anksiyetelerinin sona ermesine yol açar. Sosyal fobikler ise, böyle bir değerlendirmeyi yapamazlar. Başkalarının kendilerini nasıl gördüğüne ilişkin bilgilenmeye yönelmezler; çünkü bu durum, olumsuz değerlendirilme riskini artıracağı için, tehdit edici olarak algılanır.
Kimlerde Daha Sık Görülür?
Sosyal fobi genetik özellikler gösteren sorunlardan biridir. Ailede olması olasılığı artırmaktadır. En önemli etmenlerden biri beyinde bir takım kimyasal bozukluklar ya da dengesizliklerin olmasıdır. Ayrıca zihinsel altyapısı önceden hazırlanmış olan SF bazen belirli bir olaydan sonra gün yüzüne çıkmış ve örseleyici bir yaşantı ile koşullanarak yerleşmiş olabilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan alay edilme, dışlanma, küçük düşürülme gibi travmatik deneyimler sonucunda çocuk sosyal ortamlarda aşırı stres yaşamaya başlar. Bu süreç uzun sürdüğünde stres hormonlarının salgılanması daha yoğun ve süreklilik arz eden bir durumda olduğundan kimyasal dengede bozulmalar olur.
Sosyal korkuya sahip olan insanlar çevrelerindeki insanların davranışlarını gözlemleme yoluyla ve/veya olumsuz bir takım deneyimlerden etkilenerek bu korkuyu edinirler. Özellikle aile ve okul çevresinde yaşanan olumsuz deneyimler travmatik etki oluşturarak bu korkunun gelişmesinde oldukça önemli rol oynar.
Çocuklar, özellikle okul öncesi gelişme dönemlerinde, ebeveynlerinden aldıkları eğitim ile sosyal durumlara nasıl yaklaşılması gerektiğini öğrenir ve davranışları bu yönde gelişir. Aşırı koruyucu ebeveynler, çocuğunun sosyal ortamlara girmesini kısıtlar veya bu ortamlarda kendilerini ifade etmelerine fırsat vermez ve sosyal becerinin gelişimi engellenir. Bu insanlarda sosyal korku geliştirme olasılığı diğer insanlara oranla daha yüksektir.
Sosyal fobisi olanlar genelde aşağıdaki durumlarda sosyal fobi belirtilerini yoğun olarak yaşarlar.
Sosyal Fobi Yaşayan İnsanlar İçin Stresli Olan Durumlar
Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir:
Sosyal Fobinin Psikolojik Belirtileri
Sosyal Fobinin Fiziksel Belirtileri
Sosyal fobinin başlama yaşının erken olması ciddi sorunlar doğurur. Ek bir çok psikiyatrik rahatsızlığın ortaya çıkmasına da yol açabilir. Bunların içinde en önemlisi depresyon, alkol bağımlılığı ve ilaç bağımlılığıdır. Özellikle batılı ülkelerde yapılan çalışmalarda sosyal fobide alkol kullanımı normal toplum bireylerine oranla 2,5 kat daha yüksek bulunmuştur. Bu da alkolün daha rahat davranmayı sağlaması ile açıklanabilir ki bu durumda zamanla alkol bağımlılığı riskini artırmaktadır. Alkolikler arasında yapılan bir çalışmada sosyal fobi görülme sıklığının normale oranla 9 kat fazla olduğu tespit edilmiştir.
Tedavi
Öncelikle SF’nin bir hastalık olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Sosyal fobi, tedavi edilebilen, kişiliği tamamen değiştirmek mümkün olmasa bile kişinin normal utangaçlık ve çekingenlik düzeyine geri döndürmenin mümkün olduğu bir rahatsızlıktır. Sosyal fobinin tedavisinin güçlü bir seçeneği, bilişsel-davranışçı ve ilaç tedavilerinin birlikte uygulandığı bir yaklaşımdır. Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genelde her ikisinin beraber uygulanmasında başarı daha yüksektir.
Sosyal fobide en sık uygulanan terapi şekli "Bilişsel ve Davranışçı Terapi"dir. Bilişsel terapide kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır.
Sosyal Fobi İle Başaranlar
1. Princeton Üniversitesi Teorik fizik profesörü Albert Einstein "İzafiyet Teorisi" ile büyük bir başarıya imza atmıştır.
2. Neil Armstrong ayda yürüyen ilk insan.
3. Grammy ödüllü ünlü ingiliz şarkıcı Adele ve David Bowie bir dönem sosyal fobi ile mücadele etmişlerdir.
Sosyal Fobiyi Konu Alan Filmler
Kaynakça
1. DSM-V
2. http://www.psikiyatri.org.tr/pagepublic.aspx?menu=21
3. http://www.nhs.uk/conditions/social-anxiety/pages/social-anxiety.aspx
4. Öztürk MO: (1997) Ruh sağlığı ve Bozuklukları. 7ci basım Hek. Birl.Yay. Ankara