OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK NEDİR?
TAKINTI HASTALIĞI DENİLEN....
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB),
yineleyici obsesyonlar ve/veya kompulsiyonların görüldüğü,
genellikle süreğen,
kimi zamanda dönemsel gidiş gösteren,
kişinin günlük işlevlerini belirgin olarak etkileyen bir hastalıktır.
OBSESYON (saplantı, takıntı, zorlantı):
Kişinin isteği dışında ısrarlı ve zorlayıcı bir şekilde aklına gelen, kişi tarafından saçma ve mantık dışı olarak görülen, anksiyete (kaygı) ortaya çıkartıcı ve yineleyici özellikteki düşünce, dürtü ya da imgeler olarak tanımlanmıştır.
KOMPULSİYON (zorlantı) ise: kişinin,
obsesyonlarına yanıt olarak
ya da belirli kurallara göre gerçekleştirmek zorunda olduğunu hissettiği,
yineleyici törensel davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir.
Anksiyeteyi azaltmayı, bazı korkulan olayları ya da durumları engellemeyi amaçlayan bu törensel eylemler, kişi tarafından da aşırı ve mantıksız olarak algılanmaktadır.
Obsesyon ve kompülsiyonlar, günlük hayatta belirgin sıkıntıya neden olur.
Kişi çok ciddi bir zaman dilimini bu yakınmaları ile uğraşarak geçirir.
Kişinin olağan günlük işlerini, mesleki görevlerini ya da olağan toplumsal etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
Dünya Sağlık Örgütü, en fazla yeti yitimi oluşturan 10 hastalık içinde OKB’yi de tanımlanmıştır.
OKB, sadece bilimsel arenada değil edebiyat ve sinemada, birçok kez konu olan bir hastalıktır.
Shakespeare'in "Lady Macbeth"i unutulmayacak bir örnektir.
Eşini öldürdükten sonra, ellerindeki kanların bir türlü temizlenmediği düşüncesi ile devamlı ellerini yıkaması, edebiyattaki obsesif kompulsif bozukluğa en eski örneklerdendir.
Oysa ki ellerini yıkayarak kurtulmaya çalıstığı suçluluk ve günahkarlık duygusudur.
Ünlü Ingiliz müzisyen Emilie Ford ise OKB’den ötürü yaşadığı sıkıntıları şöyle anlatmış:
"Sanki iki beyniniz varmış gibi, biri akılcı beyin ve diğeri akıl dışı olan ve ikisi hiç durmaksızın kavga ediyor."
NE KADAR SIKLIKLA GÖRÜLÜR?
Yaklaşık 50 kişiden birinde OKB bulunmaktadır.
Ancak birçok kişi; belirtilerinin çok hafif olması, hastalıklarını gizlemeleri veya yıllarca süren hastalıkların artık benimsemeleri nedeniyle hekime başvurmaktan kaçınır.
OKB hastalarının üçte biri ilk belirtilerini çocukluk döneminde deneyimler.
Olguların yarısından fazlasında belirtiler ani başlar.
Stresli yaşam olayları da hastalığın başlamasını tetikleyebilir.
Erişkinlerde cinsiyet farkı hemen hemen görülmez; ergenler arasında ise erkek hastalar biraz daha fazladır.
Araştırmalar OKB’nin ailesel yatkınlığı olabileceği göstermektedir.
NEden OLUR ?
Obsesif kompulsif bozukluğun oluş nedenlerini biyolojik ve psikososyal olarak ikiye ayırabiliriz.
OKB hastalığı olanlarda, beyindeki sinir hücreleri arasında haberleşmeyi sağlayan kimyasal ileticilerden biri olan "serotonin sisteminin" işlev bozukluğu bilinmektedir.
Psikososyal açıdan bakıldığı zaman toplumsal kuralların ve toplum yapısının hastalıkta etkili olduğu düşünülmektedir.
Titiz, kuralcı, törenci özellikle çocukluk çağında aşırı disiplinli eğitim veren toplumlarda daha sık görüldüğü düşünülmektedir.
Yine son yıllarda yapılan araştırmalar,
Obsesif kompulsif bozukluğun,
biyolojik faktörlerle birlikte
yaşam deneyimleri,
stres, travmalar,
inanç ve tavırlar gibi psikolojik faktörlerden kaynaklandığını göstermiştir.
Birçok psikiyatrik bozukluk da obsesif kompulsif semptomlarla eş zamanlı olarak ortaya çıkabilmektedir.!!!!
OKB ile aynı yelpaze de olan hastalıklara alkolizm, madde kötüye kullanımı, kompulsif kumar oynama, yeme bozuklukları örnek verilebilir.
OKB’li hastaların 2/3 ünde major depresyon tanı ölçütlerini dolduracak düzeyde depresif semptomlar görülebilmektedir.
Bunun daha net açıklamasi OKB nin tek başına değil sıklıkla depresyonla bereber seyrettiğidir.
OBSESYONLAR(Takıntılar)
Sık görülen obsesyonlar, içeriklerine göre şu tür özellikler gösterir:
Kompulsiyonlar (Zorlantılar)
Obsesyonlara tepki olarak ortaya çıkan ya da belli kurallara göre, bazen de tekdüze bir biçimde uygulanan, yineleyici ve belirli bir amaca yönelik olan davranışlardır.
Kompulsif davranışların en sık görülenleri, temizlik ve kontrol etmeyle ilgili olanlardır. Bu davranışlar, bir sıkıntıyı gidermek, korku yaratan bir olayı etkisizleştirmek ya da önlemek üzere yapılmaktadır. Ancak yapılan etkinlik, önlenmek istenen şeyle gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da aşırıdır. Anksiyeteyi azaltmayı amaçlayan bu davranışlar zihinsel eylemler şeklinde de ortaya çıkabilir. Yineleyici tarzda dua etme, otomobil plakalarını, evlerin numaralarını sayma, bazı kelimeleri belli sayılarda yineleme gibi düşünsel süreçler, zihinsel kompulsiyonlara örnek olarak verilebilir. Kompulsif davranışlara karşı direnildiğinde kişi yoğun bir anksiyete yaşamaktadır.
Sık görülen kompulsiyonlar ve özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Obsesif Kişilik Nedir?
Obsesif Kompulsif Kişilik özellikleri:
Bir Takıntı Ya Da Kişilik Özelliği Ne Zaman Hastalığa Dönüşür?
Her takıntı hastalık değildir. Günlük hayatında "masumane/zararsız" takıntıları olan, ve bunları senelerdir sürdüren birçok insan vardır. Ancak kişi takıntıları nedeniyle günlük hayatında, işyerinde ve sosyal çevresinde birtakım sorunlar yaşamaya başlıyorsa, bu takıntılar hayatının önemli bir kısmında karşısına zorluk olarak çıkıyor ve önemli zamanını almaya başlıyorsa o zaman psikiyatrik tedavi zorunludur. Örneğin; takıntılı kişi kapıyı kontrol edeyim derken her sabah iş servisini kaçırmaya başladıysa veya temizlik için banyoda geçirdiği vakit normal kabul edilebilecek sınırların çok ötesine geçtiyse (örneğin her seferinde bir saatten fazla banyoda kalıyorsa...) veya hayatını bu takıntıların gereklerini yerine getirmek üzere düzenlemeye başladıysa (örneğin kapı kollarını tutmak için eldiven taşımak, başkasının otuduğu koltuğa oturmamak için minder bulundurmak vb.), anne babası ile cinsel ilişkiye gireceği korkusu ile onlarla görüşmüyorsa artık hastalık aşamasına gelinmiş demektir. Psikiyatrik tedavi arayışı zorunludur.
"Korku ve kaygılarla dolu bir zihinde, hayallere, gelecek planlarına, güzel ve saglıklı günlere yer yoktur."
Tedavi
Yaşam kalitesinin yeniden sağlanması için OKB hastalarında tedavi zorunludur. Günümüzde OKB`li hastaların çoğunun ilaç ve davranış tedavilerinden yararlandığı bilinmektedir. OKB'nin tedavisinde öncelikle serotonin geri alım inhibitörü ilaçlar kullanılmaktadır. Beraberinde, ”alıştırma" ve "tepki önlenmesi" ni içeren davranış tedavisi kullanılmaktadır.
OKB’de kullanılan antidepresanların, depresyon tedavisine kıyasla daha yüksek dozda ve daha uzun süre kullanılması gerekmektedir. Tedavinin olumlu etkileri ancak tedavinin başlamasından birkaç ay sonra ortaya çıkar. Çeşitli araştırmaların sonuçları, ilaç ve davranış tedavilerinin birlikte uygulanmasının en iyi sonucu verdiği yönündedir.
Psikoterapinin temel amacı, hastanın davranış ve duygularının değiştirilebilmesi amacıyla, problemlerinin altında yatan varsayımları ona gösterebilmek ve bunları yenmesinde yardımcı olmaktadır. Tedavide, hastanın, belirli bir program dahilinde, sıkıntısını ve kompulsiyonlarını artıran durumların üstüne gitmesi sağlanmakta ve bir yandan da kompulsiyonları önlenmektedir. Kompulsiyonların etkin bir biçimde durdurulması ya da önlenmesiyle, hastaların en korktukları durumlarla karşı karşıya kalmaları sağlanmış olur. Ve artık bundan etkilenmemeleri sağlanır. Rahatlık ve güven duygusu geliştirilir.
Yanlış inanışlar bir çok hastanın bu ilaçları kullanmaktan kaçınmasına ya da ilaçları doktorun önerdiği dozdan daha düşük dozlarda ya da daha kısa sürelerle kullanmalarına neden olmaktadır. Bu durum OKB tedavisinin güçleşmesine neden olmaktadır.
Sinema ve Obsesif Kompulsif Bozukluk
1997 yılında çekilen “As Good as it Gets” filminde (Türkiye’de "Benden Bu Kadar" adıyla gösterime girmiştir.) Jack Nicholson pek çok garip davranış sergileyen bir karakteri canlandırır. Her gün öğle yemeğini aynı masada yeme zorunluluğunu hisseder ve kendi plastik çatal bıçağını restorana getirir. Kapı kollarını dirsekleriyle açar…
Yaptığı çoğu şey, örneğin; yürürken çizgilere basmamak ya da konuşma ve düşünme şekli hayatını sürdürmeyi her geçen gün daha zorlaştırır. Bu karakter sevimli bir OKB’dir.
OKB ile ilgili birkaç film aşağıdadır.
Phoebe In Wonderland As Good As It Gets Matchstick Man
Kaynakça
1. Öztürk MO: (1997) Ruh sağlığı ve Bozuklukları. 7ci basım Hek. Birl.Yay. Ankara
2. http://www.psikiyatri.org.tr